Kişinin Hatırasına Hakaret Suçu

img

Kişinin Hatırasına Hakaret Suçu

A-) GENEL OLARAK

Kişinin Hatırasına Hakaret Suçu 765 sayılı Eski Türk Ceza Kanunu “Din Hürriyeti Aleyhine İşlenen Cürümler” bölümü madde 178’de düzenlenmekte iken yeni 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda varlığını korumuş ancak “Şerefe Karşı Suçlar” bölümün m.130’da düzenlenmiştir.

B-)TANIMI

Bir kimse, bir ölünün naaş ve kemikleri hakkında hakaret yapar veya tahkir maksadıyla veya meşru olmayan diğer bir maksatla birinin naaşını yahut kemiklerini alırsa, üç aydan bir yıla kadar hapis ve beş bin liradan yirmi beş bin liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır.

Bunların dışında, her kim bir ölünün naaşını tamamen veya kısmen alır veya ruhsat almaksızın bir naaşı mezardan çıkarır yahut kemiklerini alırsa, iki aydan altı aya kadar hapis ve beş bin liradan yirmi beş bin liraya kadar ağır para cezası ile cezalandırılır.

Eğer bu cürüm kabristanda veya ölü gömülmeye veya muhafazasına mahsus diğer yerlerde görevli olan yahut kendilerine naaş ve kemikler tevdi olunan kimseler tarafından işlenirse, yukarıda yazılı cezalar bir misli artırılarak hükmolunur.

1.Maddi Unsur: TCK 130/1’de tanımlanan bu suçun oluşabilmesi için failin bir ölünün naaş ve kemikleri hakkında hakarette bulunması veya hakaret-aşağılama maksadıyla veya meşru olmayan başka bir maksatla naaş veya kemiklerini alması gerekmektedir. 130/2’deki türünde ise ölünün naaşını tamamen veya kısmen almak veya ruhsat almaksızın naaşı mezardan çıkarmak veya kemiklerini almak düzenlenmektedir.

2.Manevi Unsur: Kişinin hatırasına hakaret suçunun faili eylemi kasten bilerek ve isteyerek ve meşru olmayan bir yoldan işlemesi gerekmektedir. Söz gelimi kanuna uygunluk hali olan naaşın nakil kararı veya tıbbi işlemler dahilinde ölmüş kişinin cesedi veya kemikleri kanunda tanımlı şekilde yer değiştirilirse suç oluşmayacaktır.

 C) UYGULAMA VE YARGITAY KARARLARI

Ceza hukukunda çok sık rastlanmasa da ceza avukatı tarafından incelemeye değer olan kişinin hatırasına hakaret suçunun örnekleri üzücü ve genelde insanlık dışı hallerde karşımıza çıkmaktadır. Maalesef ülkemizde Satanist gurupların kurban olarak öldürdükleri insanların bedenlerine çeşitli eziyetler ettiği zamanlar olmuştur.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 17.12.2002 tarihli 2002/1-294 Esas ve 2002/425 Karar sayılı efsanevi kararında Satanist bir gurubun satanist inançları gereği fikir ve eylem birliği içerisinde genç bir kızı şeytana kurban ettikten sonra sanıklardan biri tarafından tecavüz edilmesi eylemini “canavarca bir hisle cinayet” suçuna sokarak yerel mahkemenin olayı “adi nitelikte adam öldürme” suçundan hüküm kurmasını ve bu hükümde DİRENME kararını çok yerinde olarak BOZMUŞ ve sanıklara ayrıca “Kişinin Hatırasına Hakaret” suçundan ceza verilmesi gerekliliğine hükmederek adalet duygusunu tesis etmiştir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararında özetle “Canavarca his kavramı, toplum bilinci ve ahlakının geniş tepkisini çeken, amacı itibari ile tehlikeli ve vahşi kötülük eğilimini sergileyen psikolojik bir güdüyü ifade eden kavram olarak algılanmalıdır. “Canavarca his sevki” kavramına bu anlam verildiğinde; çağımızda insan hayatını her şeyin üzerinde tutan evrensel ve toplumsal anlayışa ve ahlaka karşı çıkan, bu yönüyle iğrençliği, ilkelliği ve tehlikeliliği vahim ve aşikar olan “insanı kurban etmek” gibi bir düşüncenin ister bir dini inanış, isterse bir fikri düşünce, yada olaydaki gibi şeytani bir amaçla işlenmiş bulunsun toplumsal açıdan ne denli tehlikeli ve vahşi olduğu izah gerektirmez bir olaydır. Bu nedenlerle sanıkların kendilerine göre satanizm çerçevesinde oluşturdukları örgütsel düşünce doğrultusunda maktüleyi öldürmeleri eylemi TCK.nun 450. maddesinin 3. bendindeki “canavarca bir his şevki ile” adam öldürme cürmünü oluşturacağı hiçbir kuşkuya yer vermeyecek biçimde açıklığa çıkmaktadır. Buna aykırı olarak sanıkların öldürme fiilini niteliksiz adam öldürme olarak vasıflandırmak bozmayı gerektirmektedir.” Demekte ve kararı ayrıca Kişinin Hatırasına Hakaret Suçundan ceza verilmemesi nedeniyle BOZMA kararı vermektedir.



Seven Medya © 2024 AV. Adem Süpçin Hukuk Bürosu - Denizli Boşanma Avukatı. Tüm hakları saklıdır.